Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sedat Timur’un, yaşanan Rusya-Ukrayna krizini hakkındaki değerlendirmesi
Sayın Ersin ERGUN;
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sedat Timur’un, yaşanan Rusya-Ukrayna krizini hakkındaki değerlendirmesi.
Daha önceden yayınlanan istihbarat raporlarından alınan bilgilere göre Rusya’nın Ukrayna‘yı şubat ayı içerisinde işgal etmesi düşüncesi, Çin lideri Şi Cinping’in Çin’de devam eden Kış Olimpiyatları‘nı bahane ederek bu işgali kış Olimpiyatları sonrasına ertelenmesi isteği ve en son olarak ABD Başkanı Biden ile Rus Lideri Putin’in önümüzdeki günlerde görüştürülebilme çabaları, diplomasiye krizin çözülmesine zaman kazandırmış gibi gözükürken Rusya tankları ile Donbas bölgesine girerek ve bu bölgede daha önceden bağımsızlığını ilan etmiş bulunan Donetsk ve Lugansk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını tanıyarak Ukrayna’ya karşı savaş ilan etmeksizin kısmi olarak harekatını başlatmıştır.
Bundan sonra meydana gelebilecek gelişmeler ışığında ülkemiz ve bölgemizde neler olabileceğini irdeleyecek olursak;
1. Rusya Ukrayna’yı işgal ederek kendisinin desteklediği kukla bir hükümet kurduktan Sonra ABD merkezli Batı tarafından yapılabilecek mali ve ekonomik yaptırımları sekteye uğratmak ve Afganistan’da yaptığı hataları burada tekrarlamamak için gerekli tedbirleri aldıktan sonra işgali kısa sürede sonlandırabilir.
2. Rusya tarafından Ukrayna’da yapılan işgalin süresi, şiddeti ve etkisi ne olursa olsun, ABD önderliğinde Batı dünyasının Rusya’ya büyük yaptırımlar uygulamak istese de;
Isınma, barınma ve üretim alanlarında ortalama % 35 oranında Rus doğalgazına bağlı olan Avrupa birliği ülkeleri kamuoyunun yapacağı baskılar sebebiyle Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımların başarıya ulaşma şansı oldukça düşük bir ihtimaldir.
3. Avrupa’nın bu derece Rus doğalgazına bağlı olduğunu bilen ABD, Avrupa birliğinin ihtiyacı olan doğalgazı Rusya yerine Katar’dan temin etmek için bu ülke ile görüşmeler sürdürmekte olup, bu konuda Körfez ülkelerine ilaveten Suudi Arabistan ve Kuzey Afrika’da enerji ihraç eden ülkelerine baskı yaparak üretimi arttırmalarını isteyebilir.
4. Batı dünyası ile ekonomik, mali, iktisadi ilişkileri olmak üzere her alanda ambargo tehditi ve yaptırımlara maruz kalan Rusya, Çin ile daha önceden yapmış olduğu ekonomik ve askeri ortaklıkları geliştirerek, başta Çin’in enerji ihtiyacının karşılanması olmak üzere en üst seviyede stratejik ortaklık yolunda bağlarını kuvvetlendirebilir.
Sonuç,
1. Rusya’nın Ukraynaya olan müdahalesi ne kadar kısa süreli olursa olsun Ukrayna coğrafyası bir daha savaş öncesi konumunda olmayacağı,
2. Özellikle Rus nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde ayrılıkçıların Rusya’dan alacağı her türlü destekle iç karışıklık çıkararak Donbas bölgesinin Azak denizi kıyılarını da içine alarak Kırım ile Kuzeyden temas sağlayarak, Batıya doğru Rus nüfusunun yoğun olduğu bölgeleri içine alacak şekilde Ukrayna’nın %35 -40 toprak parçasını kopararak ayrı bir devlet olarak
varlığını sürdürmek isteyeceği,
3. ABD önderliğinde NATO ittifakının silahlı mücadeleden çok yaptırımlarla Rusya’yı dize getirmeye çalışsa da,
Bu haliyle bile yaptırımlardan en çok etkilenen ülkelerden birisinin de, cari açığın kapatılmasında önemli kalemlerden biri olan turizim gelirleri ve Rusya’ya yapılan ihracattan yoksun kalacak olan Türkiye olacağı,
4. En kötü senaryolardan bir diğeri de, NATO’nun Rusya ile savaşa tutuşması olacaktır ki;
Bu savaş, NATO ittifakı anlaşmalarından kaynaklanan bir savaş olmayacağından Türkiye, Ukrayna’nın Kırım dahil toprak bütünlüğünün korunması konusunda sürdürdüğü politikasından taviz vermeden, kendi bulunduğu coğrafyasını ateş çemberinden koruyabilmek için ikinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi tarafsız kalmalı ve her iki blogunun da güvenini kazanarak
tarafsızlık içerisinde diplomasi faaliyetlerine önem ve hız vermesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.