Küçük ve orta ölçekli yerel sermaye gruplarını kamu kaynaklarıyla besleyen yol olarak “Doğrudan temin” yöntemiyle alımlar öne çıkıyor.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 22.maddesinin gerekçesinde, doğrudan temin usulünün “küçük ölçekli günlük ihtiyaçların karşılanması ile küçük bakım onarım işlerinin yaptırılmasında kolaylık sağlamak üzere” düzenlendiği ifade edilmiştir. Doğrudan temin alımlarla idarelerin, ihale usullerinin uzun süren aşamalarına takılmadan daha hızlı bir şekilde kağıt, kırtasiye malzemeleri, akaryakıt, tıbbî malzeme, temizlik malzemesi, taşınır ve taşınmaz malları için gereken küçük onarım hizmetlerinin tedarik edilmesi amaçlanmaktaydı. 4734 sayılı Kanun metninin 18’inci maddesinin (d) bendinde ihale usulleri arasında sayılmış olan doğrudan temin yöntemi, 30 Temmuz 2003 tarihli 4964 sayılı Kanun’un 12’inci maddesiyle kanun metninden çıkarılmasıyla giderek daha çok başvurulan, kamu alımları içinde sayısı ve tutarı artan bir yönteme dönüştü.
BELEDİYELERİN EN SEVDİKLERİ YÖNTEM
Kamu Alımı İstatistikleri’ne göre bu yönteme en fazla belediyeler başvuruyor. 2022 yılında Belediyeler ihtiyaç alımını 12 Milyar 233 milyon TL’lik doğrudan temin yöntemiyle karşılamışken bu rakam 2023’ün ilk 6 ayında 10 milyar 548 milyon TL olmuştur.
KAMU İDARELERİ’NİN ŞAİBELİ OYUN ALANI
İhale usullerinden çıkarılan doğrudan temin usulü; ihale yetkilisinin görevlendirdiği kişi ya da kişilerce teknik şartların ve fiyatın görüşülmesiyle ihtiyaçların gerçekleştirildiği bir alım usulü olarak uygulanıyor. Kanunda esas alım usulü olarak açık ihale usulü belirtilmiş olsa da, şeffaflık ve açıklık gibi ilkelerin uygulanmadığı doğrudan temin alım yöntemi kanun gerekçesinde açıklanan bağlamdan koparılarak yerel sermaye gruplarının rant elde edebileceği şaibeli bir oyun alanına dönüşüyor.
Şaibe riskine olanak tanıyan en can alıcı nokta ise; ihtiyacın tedarik edileceği firmanın ve tedarik tutarının belirlenmesi kısmıdır. Yönetmeliğin teklif mektubu, yaklaşık maliyet veya benzeri bir evrak istememesi ve piyasa fiyat araştırma tutanağını yeterli görmesi şaibeye kapı aralıyor nitelikte…
Kamu İhale Kanununun 22/a maddesi kapsamında gereksinimlerin yalnız bir firma tarafından tedarik edilebileceği zorunluluğu nedeni ile yapılacak tedariklerde işi yapabilecek firmanın tespitinde sadece kamu kurumunun bulunduğu ildeki firma/firmalar istekli olarak dikkate alınmaktadır. Diğer illerde ihtiyacı karşılayabilecek yüklenici olup olmadığı genellikle araştırılmamaktadır. Aynı işi yapan firmalar olduğu bilinse dahi piyasa fiyat araştırmasını genellikle sadece bulunulan il sınırlarında yapılmasını tercih ediyorlar.
Bu tercih halisane düşünceyle sadece bölge esnafını canlandırmak mı?
Yoksa; siyasi yol arkadaşlarına, akraba ve sıhri akrabalar üzerine kurulan firmalarla kamu kaynaklarını kanun açıklarını kullanarak hortumlamak mı?